ders notları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ders notları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Şubat 2016 Cuma

Öğretim Yöntem ve Teknikleri Dersi Kpss Hazırlık Konu Anlatımı Özgün


                                    ÖĞRETİM YÖNTEM VE TEKNİKLERİ

Öğretim ilkeleri öğretim yöntem ve teknikleri dersi öğretim programı kapsamında yer alan öğrenme öğretme sürecinde 2 öğretim ilkeleri stratejileri yöntemleri teknikleri araç gereçleri yaklaşımları ve sınıf yönetimi konularını içeren bir derstir.
Bu sıralar onların öğretmen tarafından uygun biçimde planlanması ve uygulanması bu dersin içeriğini oluşturur. Bu nedenle bu konular belli bir sıra izler ve sırasıyla işlenecektir.
 

1. ÖĞRETİM İLKELERİ:  Öğretim ilkelerinin hedeflere göre seçilen içeriğin düzenlenmesinde bu içeriği öğrenme öğretme sürecinde eğitim durumlarına Öğretim ilkeleri aracılığıyla öğretmen tarafından sunulmasında değerlendirilmesinde dikkate alınması gerekir.
Öğretim stratejisi yönetim ve tekniği seçilirken kullanılırken Öğretim ilkeleri rehber niteliği taşır ve öğretim ilkelerine göre Öğretim gerçekleşir.

Sözü edilen Öğretim ilkeleri aşağıda sırası ile açıklanmıştır.

A. Öğrenciye /çocuğa görelik(Düzeyi Uygunluk) : Öğrenciye görelik düzeye uygunluk öğretimde öğrencinin ilgi ve ihtiyaçlarının psikolojik ve fizyolojik özelliklerinin ve düzeyinin dikkate alınmalıdır.
öğrenciye Görelilik ilçesinde Psikolojinin önemli katkıları görülmektedir. Bu ilki çocuğa Görelilik veya öğretimi bireyselleştirme olarak da açıklanabilir. Eğitimdeki yeni anlayışlar dikkate alındığında öğrencinin etkin kılınması kalıcı öğrenmeler gerçekleştirdiği için önemlidir. öğrenciye göre yani düzeye uygunluk ilkesi de bu açıdan önemli görülmelidir.  Düzeye uygunluk ilkesi geleneksel eğitim anlayışına göre bir yaş grubundaki öğrencilerin aynı gelişim seviyesinde bulunacakları benzer ruhsal özellikler gösterecekleri varsayımına dayanır.  Öğretimi yıllık sınıflar sistemi üzerinde kurduğumuzda zaten Her şey bu ilkeye göre düzenlenecektir. Ders sınıfın ortalama seviyesine göre düzenlenir anlayışı gelenekseldir ve Çağdaş yaklaşımlar da tercih edilmez.
Çünkü Çağdaş yaklaşımlara göre her öğrenci farklıdır ve bu farklılıklar dikkate alınmalıdır.
ortalama seviyenin altındaki ve üstündeki öğrencilerin dersin dışında kalma tehlikesi vardır.
Bu nedenle her öğrencinin hazır bulunuşluk düzeyi dikkate alınmalıdır.
öğrenciler aynı yaş grubunda da olsa ortak özellikleri de taşısa her öğrencinin yeteneklerinin zekasının ilgi ve eğilimlerinin çalışma istek ve gayretlerinin farklı olduğu varsayımı ile öğretimin bireyselleştirilmesi de bu İlke kapsamında değerlendirilmelidir.  Bütün öğrencileri eşit şekilde geliştirmeye çalışırsak normalin altındaki ve üstündeki öğrenciler ihmal edilmiş sayılabilir.
Öğretimde bireysel farklılıklar dikkate alınır ve her öğrencinin bireysel öğrenme hızı göz önünde tutulursa Öğretim zenginleştirilmiş ve her öğrenci kendi zeka yetenek ilgi ve çalışma temposuna görev ilerlemiş olur.
 
B.Aktivite (Etkin katılım):  Etkin katılım öğrencinin öğrenme öğretme sürecinde katılımını  urgulamaktadır. Bir öğrenci ne kadar çok duyu organı ile öğrenme öğretme sürecinde katılırsa öğrenmeleri de o kadar etkili ve kalıcı olur. Bu nedenle de en kalıcı öğrenmeler yaparak yaşayarak öğrenme yoluyla gerçekleşir.
Bir Kızılderili atasözü , “anlatırsan unutabilirim, gösterirsen anısayabilirim ,beni işin içine katarsak asla unutmam öğrenirim.” der.
Öğrencinin katılımı ile hazırlanan ve uygulanan öğretim teknikleri öğrencinin ilgisini daha fazla çekeceği gibi öğrenmelerinin etkinliğini de arttırır.
Özellikle psikolojide yapılan deneylerin etkisiyle öğrencinin aktif öğrenmesinin daha etkili olduğu görüşü ortaya çıkınca katılımcı demokrasi ve rekabete dayalı liberal ekonomi şartlarının da etkisiyle öğretimde aktiflik etkinlik ilkesinin önemi de artmıştır. Artık verilen bilgi depolayan öğrenci anlayışının yerini araştıran sorgulayan inceleyen bağlantılar Kuran sonuç ve genellemelere Varan görüşlerini ifade eden öğrenci anlayışına bırakmıştır.
Bu anlayış Etkin katılım ilkesinin dikkate alınması ve uygulanması ile gerçekleştirilebilir.
C.Yaşama Yakınlık (Aktüalite):  İçerik ve öğrenme- öğretme sürecinde öğrenciye verilen bilgiler öğrencinin günlük yaşamda kullanılabileceği ve yararlanılabileceği türden olmalıdır.
Diğer bir söyleyişle kullanılabilir bilginin öğrenciye verilmesi hem yaşama yakınlık ilkesi ile hem de yansıtıcı düşünme ile doğrudan ilgilidir.
Öğretim yaşamdan kopuk olmamalı yaşamdaki gerçeklerle ilgili öğrencinin yaşamla bağlantısını koparmayan yakın çevresi ile ilgili bir öğrenme yaşantısı sunmalıdır.
John Dewey  göre eğitim yaşama hazırlıktan öte yaşamın bizzat kendisidir.
Bu durumda okuldaki öğretimde yaşama yakın ve yaşamın doğrudan kendisi olmalıdır.
içerik ve etkinliklerdeki örnekler yaşamın içinden seçilmelidir.
Öğretim sürecinde kullanılan dil oluşturulan sosyal ortam gibi şeyler gerçek yaşama yakın olmalıdır.
bu aynı zamanda soyut konuların somutlaştırılması sağlayacaktır. Yaşama yakınlık ilkesi somuttan soyuta bilinenden bilinmeyene ve yakından uzağa gibi aşamalılık ilçelerinin de açıklık ilkesinin de temelini oluşturur.
D.Somuttan Soyuta:  Bireyde zihinsel gelişim somuttan soyuta doğru olmaktadır. Biri gördüklerini ve dokuna bildiklerini daha kolay öğrenir. Bu nedenle öğrenci ders konusu olan eşya ve nesneler ile doğrudan karşı karşıya getirilmelidir.  Bu mümkün olmadığı zamanlarda O nesne veya olayın modeli fotoğrafı veya başka bir simgesi gösterilerek araç gereçlerden etkili olarak yararlanılmalıdır.
özellikle ilköğretim düzeyinde yani plaketi göre somut işlemler döneminde olan öğrenciler gözüyle görüp eliyle tuttuğu gerçek eşyalar daha anlamlı gelir. Görsel  işitsel araçları ve özellikle bilgisayar teknolojisindeki son gelişme setler Bu ilkenin her öğretim kademesinde uygulanmasını kolaylaştırmıştır.
E. Bilinenden Bilinmeyene:  İçerik hazırlanırken öğrenme öğretme süreci düzenlenirken ve uygulanırken öğrencinin daha önceki bilgi ve tecrübelerini dikkate alınması yeni bilgi ve tecrübelerini bunları üzerinde kurulması öğrenmeyi kolaylaştıracaktır.
Ausubel yeni bilgilerin eski bilgileri sistemleri içerisine yerleştirerek öğrenilebileceğini Böylelikle bilginin anlamlandırılmasının ve yapılandırılmasının daha kolay olacağını savunmuştur.
Buna göre yeni bilgileri eski bilgilerle karşılaştırarak ve ilişkilendirerek eski bilgileri doğrulayarak öğrenmek öğrenmelerin kalıcılığını sağlayacaktır.


F.Yakından Uzağa:  İçerik hazırlanırken öğrenme öğretme süreci düzenlenirken ve uygulanırken öğretilecek bilgiler düzenlenirken örnekler verilirken hem doğal Hem de sosyal olarak öğrencinin en yakın çevresinden hareket edilmelidir. Bu yakınlık hem yer hem yaşayış hem de zaman açısından dikkate alınmalıdır.
Yakından uzağa ilkesi Bu nedenle yakın zamanda uzak sana yakın çevreden uzak çevreye, mahalleden kentten,  kentten ülkeye , ülkeden dünyaya doğru izlenmesi gereken bir sıra ifade eder.
G.Ekonomiklik:  Bu ilçe Bir taşla iki kuş vurma olarak dağıt özetlenebilir.
Öğretim içeriğini ve etkinliklerinin düzenlenmesinde Zaman emek ve enerjiden tasarruf sağlayarak yüksek verim elde etmeyi planlamak ekonomiklik ilkesi ile ilgilidir.
Ekonomiklik ilkesinin etkili olarak gerçekleştirilmesi ise planlı ve programlı çalışma ile mümkün olacaktır. Öğretmenlerin kazandırmak istediği davranışların öğrenci de görülmesi için en uygun Öğretim yolunu seçmeleri uygun zaman ve uygun ortamda gerçekleştirmek için uğraş vermeleri ekonomiklik ilkesi ile açıklanabilir.
H.Açıklık ( ayanilik): Öğretmenin iletişim sürecinde kullandığı dil Öğretim hedefleri içerik ve kitaplar değerlendirme soruları açık seçik anlaşılır ve anlamlı olmalıdır. Öğrenmeyi kolaylaştırıcı olarak kullanılan materyaller yapılan deneyler gibi etkinlikler açıklık ilkesinin uygulanması olarak değerlendirilebilir. Konular ve kullanılan strateji yöntem ve teknikler ne kadar çok duyu organına hitap ederse öğretimde açıklık o denli artar.
Özet olarak açıklık hem kullanılan dilin anlaşılır olması hem de kullanılan materyallerle konunun daha Açık ve anlaşılır hale getirilmesi ile ilgilidir.
I.Bütünlük:  Kerschenesteiner, çocuğun bir bütün olarak ele alınıp değerlendirilmesi gerektiğini savunur. Birey bedensel yönleri ve düşünce duygu irade gibi içsel yönleri bakımından bir bütün olarak ele alınmalı ve öğretimde her yönüyle düşünülmelidir. Bireyin bedeni ile içsel faktörleri birbirinden bağımsız değildir.
İ. Sosyallik ( otoriteye itaat ve Özgürlük): Bireyin sosyalleşmesini sağlamak eğitimin önemli amaçlarından biridir. bu sosyalleşme sürecinde kurallara uymayı öğrenme de vardır.
bu otoriteye itaat ile açıklanabilir. Birey bu kurallara Uyar Kenan bireye kendi kararlarını verebilme kendi kendini yönetme kritik durumlarda Özgür kalabilmem kür kararlar verme mutluluğunu ve sorumluluğunu da kazandırmak öğretmenin ve okulun görevidir.
Çağdaş yönelimleri daha çok sosyalleşmenin Bu ikinci boyutu yani özgürlük üzerinde durmaktadır.
öğretmen bu ilkeyi uygularken öğrencinin kendini ifade edebileceğim işbirliği içinde çalışabileceği sınıf ortamına hazırlamalı ve buna uygun strateji yöntem ve teknikleri kullanmalıdır.

J. Bilgi ve Becerinin Güvence Altına Alınması: Öğretimde bireyin ve toplumun ihtiyaçları kadar bilginin yani konunun ihtiyaçları da önemlidir. Değişmeyen Evrensel bilginin öğretimi bilgi ve becerinin güvence altına alınması ile açıklanabilir. Kullanılsın ya da kullanılması öğretilmesi gereken bilginin yani gerçek bilginin birey tarafından bilinmesi gerekliliği bu ilke ile açıklanabilir.

K. Tümdengelim: Öğretilecek konu dersi üniteleri bütünden parçaya genelden özele evrenden bireye doğru verilmesidir. bu ilkenin uygulanmasında diğer Öğretim ilkelerinin dikkate alınması gerekir.
Ayrıca bireylerin bütünü daha kolay algılamasından dolayı önce bütünü ve genel İlköğretimi bu ilke ile doğrudan ilgilidir.
L. Transfer ( bilginin transferi): Öğrencinin elde ettiği bilgileri başka bir problemi ya da sorunun çözümünü kendi kullanılmasıdır. Daha önce öğrenilen bilgilerin yeni bir durumda kullanımı transfer ilkesi ile doğrudan ilgilidir. Bu İlke bilinenden bilinmeyene ilkesine benzetilmektedir.
M. Aktüellik ( güncellik) :  Öğrencilerin yaşadıkları hayatın gerçekleri ile yüzleşmelerini yakın çevre ile ülke sorunlarına ilgi duymaya ve bunları uygun örneklerle sınıf ortamına geçirmeyi ders konuları ile güncel olay ve sorunlar arasında ilişki kurulmasını sağlayan ilkedir. Bu yaşama yakınlık ilkesi ile benzer ve doğrudan ilgilidir.

Sözü edilen bütün bu Öğretim yaşantılarının seçimi ve düzenlenmesi sıralanan bu Öğretim ilkelerine göre gerçekleşmelidir. Özellikle öğrencinin düzeyi ve bireysel farklılıkları dikkate alınmalı Yani hazır bulunuşluk düzeyine göre etkinlikler düzenlenmelidir. Öğrencinin hazır bulunuşluk düzeyi dikkate alınırken öncelikle önkoşul öğrenmeler belirlenmeli ve sağlanmalıdır.
Eğitimde yeni yaklaşımlar ve yönelimler öğretme öğrenme sürecinde aşağıdaki noktaları zorunlu kılmaktadır.


  • Öğrencinin Etkin katılımı sağlanmalıdır.
  • Öğrenmeyi öğrenme sağlanmalıdır.
  • Eleştirel Analitik yansıtıcı Yaratıcı düşünme gibi üst düzey düşünme becerileri kazandırılmalıdır.
  • Problem çözme becerisi kazandırılmalıdır.
  • Güdülenme öğrenmeyi isteklilik arttırılmalıdır.
  • Araştırma becerisi ve sorumluluğu kazandırılmalıdır.
  • Etkinlikler öğrencilerle birlikte planlanmalıdır.

11 Şubat 2016 Perşembe

Rehberlik Dersi Bireyi Tanıma Tekniklerinden Etkileşime Dayalı Teknikler Kpss Hazırlık Notları



                                               Bireyi Tanıma Teknikleri

Etkileşime Dayalı Teknikler:

A)Görüşme: Hakkında bilgi edinilecek biri ile yüz yüze yapılan amacı önceden net olarak belirlenmiş ve aşamaları planlanmış konuşma uygulamasıdır.

B)Ev ziyaretleri: Bireylerin yaşadıkları sosyal çevreye ve evlerinde onlarla beraber yaşayan kişileri Tanımak da biri hakkında önemli bilgilere ulaşmayı sağlayan bir başka tekniktir.

C)Drama ve oyun teknikleri: Drama ve oyun tekniklerini iki farklı etkinliği örnek gösterebiliriz.
1.Sosyodrama etkinliği: Oyun tekniklerinden yararlanılarak kişilerin insan ilişkileri konusundaki durumlarını görmeyi ve onlara kişiler arası ilişki kurma becerilerini kazandırmayı amaçlayan bir tekniktir.
2.Psikodrama etkinliği: Terapötik bir Gözlem ve tedavi aracı olan ve yöntemde bireyin iç dünyasına yönelik duygularını tavırlarını dramatizasyon ya da oyun teknikleri ile ifade ederek içgörü kazanması amaçlanır. Teknik uzmanlık ister. Sadece bu konuda eğitilmiş kişiler tarafından uygulanabilir.

D)Toplu dosya: Testi ve test dışı yöntemlerle her dönemde toplanan bilgilerin zamanında ve düzenli bir şekilde kaydedildiği dosyalardır.
Toplu dosyadaki bilgiler okul yöneticileri de öğretmenlere velilere ve öğrencilere fayda sağlamakla birlikte toplu dosyadaki bilgilerin korunmasına da özen gösterilmelidir.
Toplu dosyada yer alan bilgiler öğrencinin herkes tarafından bilinen ecek yönleri olmakla birlikte gizli bilgileri de olabilir.
Bu bilgilerin gizlilik düzeyi:

Birinci düzey öğrenciye ait olgusal Yani adı yaşı cinsiyeti açık beden kusurları gibi şeylerin herkese açık olan bilgilerdir.
 İkinci düzey Eğer veli bilgileri gizlilik kaydı koyduysa tamamen öğrencinin iyiliği için kullanılacağına dair yöneticileri ikna ettikten sonra sosyal hizmet uzmanının ve araştırmacılara açıklanabilir.
Örneğin verilen gelir durumunun ya da çocuğun üvey olduğunun bilinmesini istenmemesi durumunda Veli tarafından gizlilik kaydı konulmamış ise öğrencinin akademik özgeçmişi merak ve hobileri gelecekle ilgili planları türünden bilgiler Sorumlu kişileri verilebilir.
Üçüncü düzey öğrencinin sınıf içindeki başarı sırası öğretmenler kurulunun öğrenciye tavsiyesi gibi konular bilgileri içerir.
Bu bilgileri başkaları ulaşmak istediği zaman öğrenci veya veli'nin onayı gerekmektedir.
Dördüncü düzey bilgiler psikolojik inceleme ve psikiyatrik muayene sonuçlarını tıbbi ve yasal inceleme sonuçlarını içerir.
Bu bilgiler gizlidir hiçbir koşulda ne öğrencinin kendisine ne veli'ye verilir.
Bu bilgileri isteyen bir başkasının bilgileri uygun bir biçimde kullanmak hak ve yetkisine sahip olduğuna okul yöneticilerini ikna etmesi gerekir.
Bu tür bilgilerin gizlilik derecesi nedeniyle toplu dosyadan ayrı bir yerde saklanması önerilmektedir.
E)Diğer teknikler:
1.Vaka incelemesi: bir kişinin çeşitli özellikleri hakkında mümkün olduğunca ayrıntılı bir biçimde bilgi toplama ve bu bilgileri anlamlı bir biçimde bütünleştirme işidir.
Bireylerin ve yakın çevresinden elde edilen hayat hikayesinin ötesinde başka tekniklerle elde edilen bilgileri de içerir.
Bu yöntem bilgiler arasında ilişki kurma ve bütünleştirme yoluyla sorunun kaynağını bulma ve nasıl gelişme göstereceğini yordama işlemidir.
2.Vak’a Konferansı (vaka tartışması): Vaka incelemesi yöntemini izleyen bir yöntem olarak vaka Konferansı'nda vaka ile ilgili toplanmış bilgilerin uzmanları eşliğinde bir toplantıda değerlendirilmesine dayanan bir yöntemdir.
3.Vaka tarihçesi: Bireyin kendinden elde edilen geçmişine şu anki durumuna fiziksel duygusal ve sosyal özelliklerini ait bilgileri içerir.
Vaka tarihçesi birey hakkında oluşmuş bir bilgi olarak da ifade edilebilir.

10 Şubat 2016 Çarşamba

Kpss Rehberlik Dersi Bireyi Tanıma Teknikleri Ders Notu



                                      BİREYİ TANIMA TEKNİKLERİ

Rehberlik hizmetlerinin bireyin kendini tanıması anlaması ve kabul etmesinin hedeflendiğini daha önce değinilmişti.
Bireyin zihinsel duygusal ve sosyal yönlerden bir bütün olarak gelişimini sağlamak uyku sorunlarının çözümüne yardımcı olmak eğitsel ve mesleki olarak doğru karar vermesine destek olmak için öncelikle bireyin iyi tanımak gerekir.
Bireyin tanınması için bireylerin ilgi ve yetenekleri başarı ve başarısızlıkları kişisel ve sosyal uyum sorunları zayıf ve güçlü yönlerim değer yargıları gibi pek çok özelliklerinin ayrıntılı olarak bilinmesi gerekir.

Bireyi tanıma çalışmalarında dikkat edilmesi gereken bazı önemli hususlar vardır.
Bunlar:
1. Bireyi tanımada kullanılan tekniklerin uygulanmasının bir amaç değil araç olduğu unutulmamalıdır. Asıl amaç kişinin kendisini tanımasına yardımcı olmaktır.

2. Diğer önemli nokta bu tekniklerin uygulanan tekniğinin özellikleri sonuçlarının yorumlanması ve bireyi tanıma da göz önüne alınacak ilçeleri bilen uzman kişilerce uygulanması gerekliliğidir.

3. Birey sürekli değişen bir varlıktır. Bu nedenle bireyi tanımada kullanılan tekniklerin uygulanmasında da süreklilik olmalıdır.

Bireyi tanıma teknikleri testler ve test dışı teknikler olarak sınıflandırılır.

Testler; yetenek testleri , ilgi testleri ,kişilik testleri ,tutum testleri ,başarı testleri.

Bilgi ,yetenek ve tutum testlerinin kişilik testleri başlığı altında toplamak da mümkündür.

Test dışı teknikler: Gözlem ,anektod (olay kaydı), derecelendirme ölçeği ,oyun terapisi, vaka incelemesi ,anket, görüşme, psikolojik danışma, otobiyografi ,problem tarama listesi , psikodrama ,sosyometri, kimdir bu ,sosyodrama

Bireyi tanıma teknikler nden test teknikleri Uzman kişilerce uygulanırken başarı testi uzmanlık gerektirmez.
Test dışı teknikler ise herkes tarafından kullanılır, ancak vaka incelemesi ve psikolojik danışma hariç.

Testlerin kullanılması sırasında dikkat edilmesi gereken bazı hususlar ve özellikleri vardır:
1. Uzman kişilerce uygulanmalıdır.
2. Amacının dışında kullanılmamalıdır.
3.Test sonuçları öğrenci eleştirmek yargılamak için kullanılmamalıdır.
4.Testler tek başına yeterli değildir. Diğer teknikleri ile birlikte kullanılmalıdır.
5. Testlerin kullanımı amaç değil sadece bir araçtır. Testler uygulama yönergeleri kullanma kılavuzu dikkate alınarak uygulanmalıdır.
7. Geçerli ve güvenli testler kullanılmalıdır.

Rehberlik ve psikolojik danışmada kullanılan testler

Testler bireylerin ilgileri ,yetenekleri, kişilik özellikleri ,uyumları, tutumları gibi psikolojik özellikleri hakkında bilgi toplamaya yarayan ölçme araçlarıdır.
Testlerde bireyin ölçmek istenen niteliğine ilişkin davranış ifadeleri veya sorular bulunur.
Psikolojik testlerinde, testin ölçütü ,özellik ,testin özellikleri ve testin yorumlanması gibi konularda eğitim almış profesyonel kişilerce uygulanması gerekmektedir.
A.Yetenek testleri:  Özellikle eğitsel ve mesleki rehberlik çalışmalarına bireyi tanıma da önem kazanır. Bireyin seçtiği program alan ve mesleğin sahip olduğu yetenekleri uygun olması gerekmektedir.
Yetenek testleri bireyin Neyi ne kadar yapabileceğini gösteren testlerdir.

Yetenek testleri bireyin zihinsel ve akademik yeteneklerini Saptamak amacıyla kullanılmaktadır.
Yetenek testleri genel yetenek ve özel yetenek testleri olarak ikiye ayrılır.

Genel yetenek akademik başarıyı ,özel yetenek resim müzik sanat görsel alandaki başarısına gösterir.

Yetenek testlerinin en çok kullanıldığı durumlar:

1.Öğrencilerin herhangi bir mesleğin ve öğrenim ağlarını seçmesi ve yöneltilmesi durumunda
2. Özel eğitim programları için yetenek düzeyi Üstün renkleri olan öğrencilerin seçiminde
3.Öğrencileri okuldaki eğitim programına yerleştirirken
4.Öğrencinin yetenek seviyesine uygun bir başarı gösterip göstermediğini anlamak amacıyla
5.Danışman ve Öğretmenleri öğrencileri tanımaları amacına yönelik olarak
6.Öğrencilerin duygusal ve uyum problemlerinin incelenmesinde

Yetenek testleri uzman kişiler tarafından hazırlanmakta ve standart hale getirilmektedir.
Rehberlik psikolojik danışmada kullanılan genel yetenek testlerinde Stanford binet , wechsler zeka testi , özel yetenek testlerinde de farklı yetenek testi örnek olarak verilebilir.

2.İlgi testleri:  Yani ilgi envanteri ilgi testleri okullarda genellikle öğrencilerin çeşitli mesleklerde olan ilgilerinin tanımı amacı ile sanayi kesiminde ise personel seçimi ve işe yerleştirme sırasında kullanılmaktadır.
Bireylerin hoşlandıkları ve hoşlanmadıkları alanları belirleyerek Mesleki ve eğitsel konularda uygun kararlar vermelerini sağlamak amacıyla kullanılan testlerdir.
Kişinin sevdiği ilgi duyduğu ve sevmediği nesne ve etkinlikleri tanımak için uygulanan genellikle Akademik ve mesleki eğitimleri saptamaya yarayan testleri ilgi testleri denir.
ilgi testlerinin yetenek testleri ile birlikte kullanılmasında kesinlikle yarar vardır.

3.Kişilik testleri: bireyin kişilik özelliklerini belirlemek ve varsa sorunlarına yardımcı olmak için kullanılan testleri kişilik testi denir.
Kişilik testlerinin kullanılma amaç ve işlevleri şöyle sıralanabilir.
a. Bireyin kişilik özellikleri hakkında bilgi toplamak amacıyla kullanılan testlerdir.
b. Bireyin kişilik ve uyum sorunları ile ilişkili olarak kişinin problemlerinin ne olduğu hakkında teşhise yönelik olarak kullanılır.
c. Sanayi ve hizmet sektörlerinde bireyin kişilik özelliklerini tespit etmek için sıkça kullanılan testlerdir.
d. Genel olarak kamu ve özel sektörün personel hizmetlerindeki yapılacak seçme işlerinde adayların kişilik nitelikleri yönünde de seçimine dikkat edilir.

4.Tutum testleri: Bireylerin tutumlarını ölçmek amacıyla kullanılan testlerdir.
tutum bireyin bir nesne veya tutuma yönelik olarak hoşlanıp hoşlanmamak değer verip vermeme şeklinde gösterdiği duygusal düşünsel ve davranışsal eğilimleri ifade eder.
Ülkemizde tutum ölçekleri diğer alanlara göre daha az kullanılmaktadır.
Öğrencilerin derslere karşı tutumu , anne babaların çocuk yetiştirmede takındıkları tutum gibi özellikleri ölçmek için tutum ölçekleri kullanılmaktadır.

Tutum ölçekleri ölçülmesi güç olduğu için uzman kişiler tarafından uygulanması gereken testlerdir.
B.Başarı testleri:  Diğer testleri oranla rehberlik ve psikolojik danışma alanında daha az kullanılmaktadır.
Başarı testleri daha ziyade bireylerin geçmiş akademik yaşantılarını ölçmek için kullanılır.
Başarı testleri doğal olarak öğretmenler tarafından derslerdeki Başarılarını değerlendirme amacı ile kullanılmaktadır.

Başarı testleri öğrencinin neyi bilip neyi bilmediğini gösterir. Bilinmeyen konular bu şekilde tespit edilerek konular yeniden tekrar elde edilir.

Başarı testleri :

Nerelerde Kullanılır?

1.Okuldaki öğrencilerin Öğretim programlarındaki derslerden zayıf ve kuvvetli oldukları başarı alanlarının belirlenmesinde

2.Öğrencilerin programdaki Seçmeli derslerden hangilerini seçeceğini kararlaştırma da

3.Öğrencilerin başarısızlık sebeplerinin araştırılmasında

4.Öğrencilerin başarı seviyeleri ile zeka seviyelerinin karşılaştırılmasında yetenek testleri ile birlikte kullanılır

5 Şubat 2016 Cuma

Piaget'in Zihinsel Gelişim Kuramı ve Temel Kavramları

                                           Piaget'in zihinsel gelişim kuramı

Piaget zihinsel gelişim ve sistemli ve bilimsel olarak ilgilenen ilk araştırmacılardandır.
Piaget bilişsel gelişimin beynin ve sinir sisteminin olgunlaşması ve bireyin çevreye uyum sağlaması sonunda ortaya çıktığını belirlemektedir.
Piaget zekayı çevreye uyum sağlama birisi olarak tanımlar ve ona göre zeki insan içinde Yaşadığı çevreyi en iyi uyum sağlayan insandır.
Başka bir ifade ile Yeni karşılaştığı uyarıcıları daha hızlı algılayan ve anlamlandıran kişidir.

Piaget genç çocuklar üzerinde yaptığı araştırmalar sonrasında çocukların yetişkinlerden farklı kendilerine özgü bir bilişsel yapı içinde olduklarını gözlemlemiş ve kuralını oluşturmuştur.
Piaget bu görüşünü ifade ettiği zamanlarda çocukların minyatür yetişkinler olduğunu düşünmekte onların yetişkinlerin yapabileceği her şeyi yapmalarını beklemekteydi.

Piaget'in bilişsel gelişim kuramının en önemli kavramları: şema, uyum sağlama ,özümseme ,uyum kurma, dengeleme ve örgütlemedir.

Piaget'in zihinsel gelişim kuramının temel kavramları

1.Şema:
Şemalar en temel zihinsel yapılardır. Şema, çevreyle etkileşim sonucunda oluşan, organize olmuş, kolaylıkla tekrar edilebilen davranış ve düşünce kalıbı olarak tanımlanabilir.
Şemalar balık tutmak gibi davranışsal veya balık tutmayı bilmek gibi bilişsel olabilir.
Bir başka yaklaşıma göre Şeyma Yeni bilgilerin yerleştirilmeye çalışıldığı zihinsel bir çerçevedir.
Bebeklerin doğuştan sahip oldukları emme ve yakalama refleksleri ilk şemalarıdır. Bebekler bu şemalarını kullanarak yeni şemalar oluştururlar. Bebek boşanmayı kullanarak annesinin memesini ,biberon ,emziği, kendi parmağını emer.
Daha sonra bu basit şemaların yerini yavaş yavaş karmaşık şemalar alır. Örneğin yeni doğan bir çocuk acıktığında annesinin parmağını uzun süre emerken, üç aylık bir çocuk süt gelmediğini fark ettiğinde parmağını ağzından çıkararak yeni bir şey arar.
2.Adaptasyon ( uyum sağlamak): Adaptasyon ve uyum sağlama organizmanın içinde yaşadığı ortama daha etkin ve olumlu bir ilişkiye girmesi yani ortama ayak uydurması uyum sağlamasıdır.
Adaptasyon süreci birbirini tamamlayan iki farklı süreç olan özümleme ve uyuma süreçlerinden oluşur.
 a.Özümleme:
Özümleme bir nesnenin veya bir olgunun var olan zihinsel şema kategoriler içerisinde yerleştirilmesi bu yolla sınıflanması ve daha sonra da kullanılması olarak tanımlanır.
Her Çocuk yeni bir nesne ile karşılaştığında ve onu kullanmaya başladığında o nesneyi özürlüler yani sindirip kendinden bir parça haline getirir. Çocuk yeni bir nesne ya da durumla karşılaştığında bu nesne ya da durumu daha önce kendisinde var olan şemalarla anlamaya çalışır.

Günlük yaşamda ilk kez karşılaşılan şeyleri bilinen bir şeye benzeterek açıklama davranışı özümseme örneğidir. İlk kez künefeye birisi künefeyi peynirli kadayıf diye özümser.
Künefeyi kadayıf sarması içine alır.
b.Uyuma:
uyuma veya başka bir deyişle kendine uydurmak önceden var olan şemaların kapsam ve niteliklerini değiştirerek yeni edinilen deneyimlerin gereklerine uygun davranmak tır.
Başka bir ifade kullanacak olursak uyuma karşılaşılan bir olayda eski şemalar işe yaramadığında yeni duruma uygun şemalar geliştirmektir.
3.Dengeleme: Piaget’e göre bilişsel gelişimin temelindeki itici güç dengelemedir. Piaget’e göre insan nasıl ki her dengesini kaybedip düştüğünde ayağa kalkıp yeniden denge kurmak istiyorsak zihinsel açıdan da denge de olmak ister.
Yani bilgilerin birbirleri ile tutarlı olmasını aralarında çelişki olmamasını ister.
Dengeleme ile çocuğun yeni karşılaştığı bir durumda kendisinde önceden var olan bilgi ve deneyimleri arasında denge kurmak için yaptığı zihinsel işlemler kastedilmektedir.


4.Örgütleme (organizasyon):  Piaget şekildeki düşünce yada bilgi parçalarının birbirlerinden bağımsız halde bırakılmayarak çocuk tarafından sürekli olarak ilişkilendirilmeye bütünleştirmeye çalışıldığını varsayar. Piaget bu mekanizmayı örgütleme demektedir. Örgütleme yoluyla çocuk giderek daha üst düzeyde daha dengeli zihinsel yapılar kurar.
Çocuk birbirinden bağımsız olarak öğrenci bilgileri birbirlerinden bağımsız biçimler olarak bırakmaz onları birbirleri ile ilişkilendirip yeni bir bilgiye ulaşır.

Piaget'e göre zihinsel gelişimi etkileyen faktörler:

Piaget'e göre zihinsel gelişimi etkileyen Olgunlaşma deneyim toplumsal aktarma yani sosyal geçiş ve dengeleme olmak üzere dört önemli faktör vardır.
1.Olgunlaşma: Piaget’e göre zihinsel gelişim olgunlaşmaya dayalı biyolojik temelli kişisel süreçlerle oluşan bir gelişim türüdür.
Olgunlaşma  insan organizmasında biyolojik sistemin kendi içinden gelen etkenler nedeniyle meydana gelen değişmeleridir. Bilişsel gelişim bireyin ve sinir sisteminin olgunlaşmasına paralel olarak gelişir yeni doğan bir çocuk sadece refleksleri ile tepki verirken beyin ve sinir sistemi olgunlaştıkça reflekslerin yerinin bilinçli tepkiler alır beyin ve sinir sistemi yeterli olgunluğa ulaştığında bilişsel süreçler de ilerleme olur. Biyolojik olgunlaşma olmadan deneyim sosyal geçiş ve dengeleme ortaya çıkmaz.
2.Deneyim( yaşantı): Nesnelerle doğrudan ilişki kurmaktır uyarıcı açısından zengin ortamlarda yaşamak bilişsel gelişime destek sağlar. Daha fazla uyaran bulunan yerde çocuk yeterli bilişsel olgunluğa ulaşmış da daha çok özümleme ya da uyumsama yaparak daha fazla bilgiye sahip olur.

Piaget'e göre nesnelerle ilişki kurmak deneyim kazandırır. Fiziksel deneyim olarak tanımlanan döneyim de nesnelerin fiziki özellikleri öğrenilir. İkinci tür deneyimde ise kişiyi eylemlerindeki bir İç düzenleme yoluyla bilgiye ulaştıran mantıksal matematiksel deneyimdir.
Piaget'e göre insan deneyimleri yoluyla kendi gelişmesine katkı sağlayabilen tek varlıktır.


3.Dengeleme: Yukarıda dediğimiz 3 etmeni birleştiren dengeleme kavramıdır. Daha önce de söz edildiği gibi plakete göre dengeleme çocuğun karşılaştığı her yeni nesne ya da olayda daha önce özümsediklerini kullanarak bu duruma uygun uygun bir davranış düzeyine erişmesi sürecidir. Bu denge durgun değildir. Çocuk etkin ve atılgan bir yapıya sahiptir. Yeni kurulmuş denge etkiler ve çocuğun etkinliği ile bozulacak ve bir üst düzey yeniden kurulacaktır. Her yeni deneyim dengeyi yeniden bozacak denge yeniden oluşturulacaktır.
4.Sosyal geçiş( toplumsal aktarma): Çocuğun anne babadan, arkadaştan, öğretmenden ,kitaptan , kısacası sosyal çevreden öğrendiklerinin tümünü kapsar çocuk bir başkasının yaşantılarını gözleyerek de özümseme ve uyumsama yapar.