ders notu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ders notu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Nisan 2016 Cuma

Amasya Görüşmeleri ve Alınan Kararlar ve Katılanlar (20 22 Ekim 1919) Kpss Hazırlık İnkılap Notları

Amasya Görüşmeleri 20 22 Ekim 1919 
1-Damat Ferit Paşa hükümetinin istifa etmesinden sonra İstanbul'da kurulan Ali Rıza Paşa hükümeti ile Temsil Heyeti arasında Amasya'da yapılan görüşmeleri Amasya Görüşmeleri ya da Amasya protokolleri denir.

2-20 22 Ekim tarihleri arasında yapılan görüşmeleri temsilciler kurulu adına Mustafa Kemal Paşa İstanbul hükümeti adına Bahriye naziri Salih Paşa katılmıştır.

Bu görüşmede tarafların amaçları şu şekildedir.

İstanbul heyetinin amacı:  Erzurum ve Sivas Kongresi'nde alınan kararların İstanbul hükümetine kabul ettirilmesi ve temsil Kurulu'nun yasal bir kuruluş olarak kabul İstanbul hükümeti tarafından tanınmasını sağlamak.

İstanbul Hükümeti'nin amacı: ülke içinde Birliği sağlayarak kaybedilen otoriteyi yeniden kazanmak.

Bu görüşmede temsil heyetinin istekleri şunlardır:


  • Türk vilayetleri düşmana terk edilmeyecek 
  • Türk vatanının bütünlüğü ve bağımsızlığı korunacaktır.
  • Anadolu ve Rumeli müdafaa-i Hukuk Cemiyeti hukuki bir kuruluş olarak İstanbul hükümeti tarafından tanınacaktır.
  • Müslüman olmayan topluluklara Türklerin egemenlik haklarını toplumsal dengesini bozacak ayrıcalıklar tanınmayacaktır.
  • İtilaf devletleri ile yapılacak Barış görüşmelerinde temsil heyetinin uygun göreceği temsilcilerin katılması sağlanacaktır.
  • Seçimler yapılarak Mebusan Meclisi toplanacaktır.
  • Mebusan Meclisi'nin İstanbul'da toplanmasını güvenlik açısından uygun olmadığı kabul edilecektir.
  • Azınlıklara siyasi Egemenlik ve sosyal dengeyi bozacak biçimde ayrıcalıklar verilmeyecektir.


İstanbul Hükümeti'nin istekleri:


  • Temsil Heyeti İstanbul hükümetinin yaptığı atamalara ya da görevden almalara karışmayacaktır.
  • Asayiş ve güvenliği bozucu durumlardan kaçınılacaktır.
  • Hükümet lehine ya da aleyhine yazı yazılmayacaktır.
  • Milletvekili seçimleri serbestçe yapılmalı sonucu halkının vereceği oylar belirlemelidir.
  • İttihatçılar ve Ermeni tehcirini adı karışmış olanlar seçimlerde aday gösterilmeyecektir.

Bilgilendirelim: Amasya'da anlaşmaya varılamayan tek konu yapılacak seçimlerden sonra Mebusan Meclisi'nin nerede toplanacak konusu ile Mustafakemalpaşa İstanbul'da toplanacak mecliste ulusal iradenin hür olarak ortaya konulamayacağı ve ulusal kararların alınamayacağı inancındaydı.
ancak Salih Paşa bu kararı Amasya'ya aykırı olduğu gerekçesiyle kabul etmemiştir Mustafa Kemal Paşa'nın haklılığı İstanbul'un itilaf devletleri tarafından resmen işgal edilmesiyle ortaya çıkmıştır 16 Mart 1920

3- Amasya görüşmelerinde hükümetin temsil heyetinden istekleri Sivas Kongresi kararları kimlerin milletvekili seçilemeyeceği temsil heyetinin hükümetten istekleri Barış Konferansı'na gönderilecek delegeler başlığı altında 5 protokolu düzenlenmiş son iki protokol gizli olduğu için imzalanmamıştır.

4- İstanbul hükümeti Amasya görüşmelerinde alınan kararlardan sadece Mebusan Meclisi'nin açılması yönündeki kararları kabul etmiş diğer kararları ise Temsil Heyeti yetki paylaşımı anlamına geldiği için reddederek otoritesini korumaya çalışmıştır.

Hatırlayalım: Amasya Görüşmeleri ile temsil heyeti İstanbul hükümeti tarafından resmen tanınmıştır.

Amasya görüşmelerinde Osmanlı Mebusan Meclisi'nin açılması ne kadar geçen süreç;

1-) Amasya Görüşmeleri iyi değerlendirmek ve Mebusan Meclisi'nin toplantı yeri gibi konular görüşmek amacıyla Sivas'ta Temsil Heyeti ve üst düzey komutanlar arasında 16 Kasım 1919 da komutanlar toplantısı olarak bilinen toplantı yapıldı.

2-) Mustafa Kemal başkanlığındaki Temsil Heyeti meclis çalışmalarını yakından takip etmek amacıyla 27 Aralık 1919 da Ankara'ya geldi.

3-) Ankara'nın İstanbul'a ve batı cephesini yakınlığı Ulaşım ve haberleşme olanakları bakımından elverişli olması Milli Mücadele'ye destek vermesi güvenli bir bölge olması gibi nedenlerle Mustafa Kemal Ankara'yı temsil heyetinin merkezi haline getirdi.

4-) Mebusan Meclisi için yapılan seçimlerden müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adayları büyük bir zaferle çıktı.

5-) Mustafa Kemal Erzurum'dan milletvekili seçildi.

15 Mart 2016 Salı

Karadeniz İklimi ve Özellikleri ,Türkiye'de İklim Tipleri ve Bitki Örtüsü Coğrafya Kpss Ders Notları



 Türkiye'de İklim Tipleri ve Bitki Örtüsü


2. Karadeniz iklimi: Karadeniz Bölgesi'nin kıyı kesimlerinde ve Marmara Bölgesi'nin Karadeniz kıyılarında görülür.


Yazlar serin, kışlar ılık , her mevsim yağışlı geçer.
En fazla yağışın Sonbaharda, en az yağış ilkbaharda alındığı bir bölgedir. Yağış oluşum şekli Yamaç ve cepheseldir.
Bölge içinde yaşğış en fazla Doğu Karadeniz'e en az orta Karadeniz'de düşer. Bu durumun nedeni dağların Doğu Karadeniz'de kıyıya daha yakın uzanması ve kıyıya yüksek olarak kullanılmasıdır.
Kıyı kesimlerinde kar yağışları az iken iç kesimlerde kar yağışı fazladır.  Yıllık ortalama sıcaklık 13 - 15 derecedir. Bölge içinde en soğuk bölüm Batı Karadenizdir , nedeni Balkanlardan gelen soğuk hava kütlesi ileriye dönük olmasıdır.

Düşünelim: Türkiye'de en düzenli akarsu rejimini en fazla ,yağış bulutlanma bağıl nem kimyasal çözülme orman en az, sıcaklık farkı güneşlenme ve buharlaşma Karadeniz bölgesindedir. 
Özellikle Doğu Karadeniz'de  bölge içinde doğu ve Batı Karadeniz'de dağların kıyıya paralel yakın ve yüksek olarak kullanılmasından dolayı kıyı iklimin İç kesimlere fazla girmezken, orta Karadeniz'de dağların kıyıdan uzaklaşması ve yükseltinin az olması Kıyı ikliminin iç kısımlara daha rahat sokulmasını sağlamıştır. Toprakta yıkanma fazla olduğu için tuz ve kireç oranı azdır.

Bitki örtüsü ormandır. Türkiye ormanlarının 1/4 buradadır.  Nemlilik ve yağış nedeniyle orman alt sınırı en düşüktür ve denizden başlar.
Orman yangınlarının en az olduğu, tahrip edilen ormanın kendini en hızlı yenilediği bölge Karadenizdir. Kıyıdan itibaren yükseldikçe sıcaklık azaldığı için bitki örtüsü geniş yapraklı, karışık yapraklı , iğne yapraklı ormanlar ve Dağ çayırları şeklinde sıralanır.

İklin'de yazları yağışlı geçmesi tarımda sulama ihtiyacını ve Nadas alanlarını azaltmış buğday Pamuk ve mercimek gibi ürünlerin kıyıda yetişmesini engellemiş, Deniz Turizm potansiyelini azaltmış, orman yangınlarını azaltmış ,Fındık, çay ve mısırın yetişmesini kolaylaştırmış güneş enerjisi potansiyelinin azaltılmıştır.

Rize ve çevresinde Fön rüzgarları etkisiyle kışlar daha ılık geçer. Bu nedenle bu alanda mikroklima görülür. bölgenin iç kesimlerinde karasal iklim özellikleri görülmektedir.

13 Mart 2016 Pazar

İzmir'in İşgali ve Amiral Bristol Raporu



İZMİR’İN İŞGALİ 15 MAYIS 1914

İzmir'in işgali işgal eden Yunanistan
işgal tarihi 15 Mayıs 1914
işgalin amacı megali iddiası
işgale karar verilmesi Paris Barış Konferansı

Yunanlıların işgali haklı göstermeye gerekçeleri şunlardır

  •  Batı Anadolu'da Rum nüfusu çoğunluktadır.


Düşünelim Böylece günahlar Wilson ilkelerinin koşullarına uygun hareket edildiğini göstermek istemişlerdir.

  • Türkler Batı Anadolu'da Hıristiyanları kabul etmektedirler düşünelim Böylece Yunanlılar Avrupa kamuoyunun desteğini almak istemişlerdir.


Amiral Bristol raporu 11 Ekim 1919

Önemi:  Osmanlı Devleti'nin başvurusuyla abd’li Amiral Bristol başkanlığında İtilaf Devletleri temsilcilerinin hazırladığı bir rapordur .
1. Bu raporda bir Türk milli mücadelesinin haklılığını dünyaya duyuran ilk resmi belge
2. Yunan iddialarının asılsız olduğu belgelenmiştir.

Bilgilendirelim: Milne raporu Batı Anadolu'da İtilaf devletlerine bağlı Kuvvetleri ile Türk kuvvetleri arasında bir sınır çizilmesi gerektiğini öngören ve General milne tarafından oluşturulan rapordur .amaç Yunan kuvvetlerinin Batı Anadolu'da daha fazla ilerlemesini sağlamaktır.

Harboard  raporu Doğu Anadolu'da Türk nüfusunun çoğunlukta Ermeni nüfusu ise azınlıkta olduğunu belgeleyen rapor dur bu raporla birlikte ABD Doğu Anadolu'da düşünülen Ermeni Devleti projesini desteklemekten vazgeçmiştir dikkat İzmir'in Yunanlılar da işgal ile Türk milleti arasında ulusal bir Heyecanın ortaya çıkmasında ve Kuvayi Milliye teşkilatlarının oluşmasında etkili olmuştur.

6 Mart 2016 Pazar

Divan Edebiyatı Nazım Biçimleri ve Özellikleri, Edebiyat LYS Hazırlık Notları



DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ
A) beyitlerle kurulanlar
GAZEL: 

  • Özellikle Aşk, güzellik, şarap ve kadın konularında yazılmış belirli biçimlerdeki şiirleri denir.
  •  Lirik şiirlerdir.
  • Beyit sayısı genellikle 5  - 15 arasında değişir.
  • aa/ba  biçiminde uyaklanır.
  • Aruz ölçüsüyle yazılır.
  • Güzelin ilk beyti Mutlaka kendi arasında uyaklı olur. Bu ilk beyit matla son beyiti ise Makta yani taç adı verilir.
  • Bir gazelin en güzel beytine Beyt-ül gazel denir.
  • Beyitleri arasında anlam birliği bulunan gazele yek - ahenk, aynı güç ve güzellikte beyitlerden oluşan gazellere de Yek Avaz gazel adı verilir.
  • İlk beyiti dışındaki beyitlerinde hiç uyak bulunan gazellere musammat gazel denir.


KASİDE:
Din ve devlet büyüklerini övmek amacıyla belirli kurallar içinde yazılan uzun şiirlerdir.
En az 33 en çok 99 beyitten meydana gelir.
Kaside’nin en güzel beytine Beyt-ül kaside ,şairin mahlasının bulunduğu beyte Taç beyit adı verilir.
Gazel gibi uyaklanır.

Kasidenin Bölümleri

Nesip (teşbib):  Başlangıç tasvir bölümüdür. Şair bu bölümde esas konunun dışında başka bir konuda söz eder.

Girizgah:Tek beyitlik bölümdür.  Bu bölümde asıl konuya geçmek için hazırlık yapılır.

Methiye: Kasidenin en önemli bölümüdür.  Kasidenin ana konusunu burada ele alınır. Övgü bölümüdür.

Fahriye: Şairin kendisini övdüğü bölümdür.

Tegazzül (gazel bölümü): Bu bölümün her kasidede bulunması zorunlu değildir. Kasidenin genel uyak düzeni ve ölçüsüne uygun bir gazel kaside yerleştirilir.

Taç: Şairin adı geçer kek beyittir.

Dua:  Şair yazdığı için Tanrıya dua eder.

Konularına göre kaside

Tevhit: Tanrının birliğini anlatan şiirlerdir.
Münacaat: Tanrıya yakarışları anlatan şiirlere denir.
 Naat: Hazreti Muhammed'i övmek için yazılan şiirlere denir.
Methiye:  Bir kimseyi övmek için yazılan şiirlerdir.
Hicriye: Bir kimseyi yada aksaklıkları girmek için yazılan şiirlerdir.
Mersiye: Ölen bir padişah ya da devlet büyüğünün kaybından duyulan acıyı anlatan ağıt şiirleridir.


MESNEVİ:

  • Her beyti kendi içinde uyaklı uzun nazım biçimidir.
  • Bir anlamda divan edebiyatında manzum hikayelerin yazıldığı bir biçim olarak da tanımlayabiliriz.
  • Mesneviler aşk, din ve Tasavvuf, ahlak, savaş ve kahramanlık bir şehri ve şehrin güzellikleri gibi türlü konularda yazılmıştır.
  • Her beyit kendi arasında uyaklıdır, beyit sınırı yoktur.
  • Beyitler arasında konu bütünlüğü vardır.
  • Aruzun kısa kalıplarıyla yazılır.
  • Bir şairin beş Mesnevi'den oluşan yaptığına “hamse” denir.


KITA:

  • Yalnız ikinci ve dördüncü dizeleri birbirleriyle uyaklı ,iki beyitlik nazım biçimidir.
  • abac  biçiminde uyaklanır.
  • Beyitler arasında anlam Birliği bulunur.
  • Düşünce, nükte, yergi gibi konular işlenir.


MÜSTEZAT:


  • Gazelin özel bir biçimine denir.
  • Uzun dizeleri kısa bir dize eklenerek yazılır.
  • İç içe girmiş iki gazeli andırır.
  • Kısa dizelere “ziyade” adı verilir.

3 Mart 2016 Perşembe

Güzel Sanatlar İçinde Edebiyatın Yeri ve Önemi Lys Hazırlık



GÜZELSANATLAR İÇİNDE EDEBİYATIN YERİ
Sanat nedir: Sanat, insanın bir zamanlar yaşamış olduğu duyguyu kendinde canlandırdıktan sonra, aynı duyguyu başkalarının da hissedilebilmesi için hareket ,ses ,çizgi, renk veya sözcüklerle belirlenen biçimlerde ifade etmek yönteminden doğmuştur.

Sanat bir duygu, tasarı, güzellik gibi anlatımlarda kullanılan yöntemlerin tamamı veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılıktır.
Yaratılanların bir yönüyle güzel ve etkileyici olması onun sanat olarak nitelendirdiğimiz iyi sağlayacaktır.
Güzel Sanatlar ise edebiyat müzik resim, heykel, Mimarlık, tiyatro gibi insanda coşku ve hayranlık uyandıran sanatların tümüne verilen isimdir.
Diğer bir deyişle Güzel Sanatlar insanın çevresi ve doğal karşısında hissettiklerini çizgi renk şekil ses Söz veririm gibi unsurları kullanarak anlatılmasıyla meydana gelen şeydir.

Güzel Sanatların Temel Özellikleri Nelerdir?

Güzel Sanatlar gerçeklerin sanatçının duyusuyla yeniden yorumlanmasıdır. Sanatçı bunu yaparken güzellik, etkileyicilik, öğreticilik, evrensellik, yaratıcılık gibi özellikleri göz önünde bulundurur.
Çünkü sanat eserinde temel amaç insanda güzellik duygusu uyandırmaktır. Sanat insanlarda bu duyguyu yaratarak insana fayda sağlar.
İnsanların maddeye dayanan ihtiyaçlarını karşılamak için yapılan bilgi deneyim ve ustalık gerektiren işlerin Zanaat nedir. Ssanat eseri sağladığı faydalar yönüyle sanat eserlerinden ayrıdır. Onun sağladığı fayda maddi değil manevidir.
Sanatın ve zanaatin malzemesi ortak olabilir.
Örneğin bir tahta parçasını Marangozda kullanabilir, heykeltraş’ta kullanabilir. Sanatçı o pastayı işlerken ondan güzellik yaratmayı amaçlayan Vadisi insanların günlük ihtiyaçlarını karşılayacak malzemeler atmayı amaçla onun için öncelik yaratıcının insanın işini kolaylaştırmaktadır.

Güzel Sanatların Sınıflandırılması

Her sanatçı kendisini, farklı malzemelerle farklı biçimlerde ifade eder. Kimi ses ve dili , kimi  maddeyi, kimi hareketi kullanır.
Burada önemli olan sanatçının dünyayı algılayış biçimini kullandığı malzeme ile birleştirerek ifade etmesidir.
O halde sanatları kullanılan malzemeye göre şu şekilde sınıflandırmamız mümkündür.
 
                             GÜZEL SANATLAR  
İşitsel (Fonetik ) Sanatlar , Görsel (plastik) sanatlar, Dramatik (Ritmik) sanatlar olarak üçe ayrılır.
İşitsel (Fonetik) Sanatlar:
Edebiyat  
Müzik

Görsel (plastik) Sanatlar:
 Mimari
Heykel
Resim
Hadis

Dramatik (Ritmik) Sanatlar:
Tiyatro
Dans
Sinema
Bale
Opera

GÜZEL SANATLARIN SINIFLANDIRILMASI
1.Edebiyat: Sözcüklerle yapılan bir güzel sanat etkinliğidir. Edebiyat insanı, yine insana şiirle ya da düz yazı ile anlatır.
Bunu yaparken de dilin tüm olanaklarından faydalanır. Çünkü Edebiyat insana dair her şeyi sanatçının söz süzgecinden geçirerek sözcüklerle yeniden yaratır ve estetik biçimde insana sunar.

2.Resim: Renklerin kullanımı ile ortaya çıkan güzel sanat etkinliği İyidir. İnsanlardan bu yana mağara duvarlarına taşlara deriye kağıda çeşitli maddelerle çizgiler ve renkler kullanılarak resim yapılmıştır.
O halde şöyle diyebiliriz resim çizgilerin şekil ve renklerle bir ahenk oluşturması yoluyla sanatçının kendisini ifade etmesini sağlayan bir yoldur.

3.Heykel: Var olan ya da hayalde canlandırılan varlıklara taş çamur tahta maden gibi maddelerle boyut kazandırarak onları şekillendirmeye dayalı bir sanattır.

4.Mimarlık: Estetik zevkler göz önünde tutularak insanlara yeni yapılar yapma mekanlar tasarlamaya dayalıdır. Tarihi olma özelliğini kazanmış yapıtlar, tapınaklar, camiler, Saraylar bir medeniyetin Mimari eserlerini meydana getirirler mimari eserlerde estetik yarar ve işlevsellik bir aradadır.

5.Musiki: Müzik sesleri belirli bir resme göre düzenlenerek melodi biçiminde geçirildiği güzel sanat dalıdır. Doğada var olan tüm sesler bir ahenk oluşturacak biçimde yeniden düzenlenir.

6.Tiyatro: olmuş ya da olması mümkün bir durumun bir olayın sahnede oyuncular tarafından canlandırılması sanatıdır.

7.Dans: Müziği uyularak yapılan estetik vücut hareketlerinin kompozisyonda yapılan bir sanat etkinliği bir dans ve müzik ve vücut hareketleri iç içedir.

8.Opera: Sözlerinin bütünü veya çoğu şarkılı olarak söylenen müzikli tiyatro eseridir. Operada sözler bestelenir. Beden hareketleri ve mimikler bestelenmiş sözlerle birleşir tiyatrodan farkı da budur.

9.Bale: Dansı Jest, mimik ve sahne düzenlemesiyle birleşmesinden oluşur beden müziğin ahengi ile estetik bir sor meydana getirir. Bale dans ile gerçekleştirilen bir çeşit tiyatro olarak da nitelendirilebilir. Operadan farkı sözsüz olmasıdır.

10.Hat: Çizgi anlamına gelen hat güzel yazı sanatıdır. Burada amaç el yazısına estetik bir görünüm kazandırmaktır.

11.Sinema: Herhangi bir hareketi düzenli aralıklarla parçalara bölerek bunların resimlerini belirleme ve sonra bunları gösterici yardımıyla karanlık bir yerde bir ekran veya perde üzerine yansıtarak hareketi yeniden oluşturma işidir.
Güzel sanatların dalı olarak sinema yansıtılmaya uygun olan filmleri yaratma sanatıdır.




BİLİM VE GÜZEL SANATLAR ARASINDAKİ FARKLAR

1. Bilim Evrenin veya olayların bir bölümünü konu olarak seçen deneye dayanan yöntemler ve gerçeklikten yararlanarak sonuç çıkarmaya çalışan düzenli bilgi ilimdir.

Sanat ise duygu tasarı ve güzelliğin anlatımında kullanılan yöntemlerin tamamı veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılık Türk sanat ve bilim arasındaki en temel fark da budur. Yaratıcılık.

2. Bilim evreni anlamlandırmaya açıklamaya çalışır bunu yaparken genelgeçer gerçeklerden deneysel verilerden yararlanır.

Sanat ise evreni sanatçının duyuş ve düşünüşu ile yeniden canlandırmaya çalışır. Buna göre sanat kurgusaldır ve sanatta öznellik ağır basar.

3.Sanatta soyut duygu ve düşünceler çeşitli yöntemlerle yaratılarak ortaya konur.

Bilimde ise somut gerçekler soyut formül teori ve yasalarla açıklanır.

4. Sanatın amacı bir güzellik yaratmak insanda estetik zevk oluşturmaktır.
Bilim ise doğrulara ulaşıp insanı bilgilendirmeyi amaçlar.

5. Sanat bireyseldir, kişisel duygular düşünceleri ele alır bu duygular tüm insanlığı ilgilendiren bilir ama sanatçının yorumu söz konusu olduğunda sanatçı kişisel olma niteliğini korur.
 Bilim ise kişiden kişiye değişmeyen gerçekleri ele alır.

GÜZEL SANATLARIN İÇİNDE EDEBİYATINYERİ


Edebiyat; dili ile gerçekleştirilen malzemesi, dil olan güzel sanat etkinliğidir. Edebi eser ise sanat değeri olan eseridir.  Edebi eserlerde estetik zevk gözetilerek yeniden yaratılan bir dil kullanılır. Nasıl ki resmin dili renk , müziğin dili nota,  dansın dili ritim ve hareket ise edebiyatta da sözcükleri yeniden şekillendirerek kendi estetik dilini yaratır.

Edebi eser ve diğer tüm sanat eserleri gibi sanatçının üslubunu yansıtır. Üslup sanatçının düşünme ve tasarlama biçimidir.
Bu Biçim edebi eserin özgünlüğünü sağlar. Sanatçı, üslubuyla kurmaca bir dünya yaratır. Bu kurgu Gerçeklerden beslenir ama yazarın yeniden yarat sıvıyla meydana getirilen bir gerçeklik yansıtır.
bunun altında yatan neden ise Öncelikle insanda güzellik duygusu oluşturmaktır. Çünkü Edebiyat; Sözde yazıda düşüncede hayalde güzellik demektir. Bilim nasıl ki akla mantığa öğretmeye yönelik ise sanat da insan ruhunu doyurmaya güzelleştirmeye yönelik ki bu nedenle edebiyatta güzel sanat dallarından biridir.