4 Mart 2016 Cuma

Edebiyatın Diğer Bilimlerle İlişkisi , Dilin İnsan Hayatındaki Yeri ve Önemi



EDEBİYATIN DİĞER BİLİMLERLE İLİŞKİSİ

Edebiyat; konusu bakımından tarih, sosyoloji, psikoloji felsefe, coğrafya, matematik, biyoloji, halkbilimi, astronomi gibi bilim dallarıyla yakın ilişki içindedir.
Bir konuyu ele alıp değerlendiren sanatçı doğal olarak bu bilim dallarından yararlanmaktadır.
Çünkü edebiyatın öncelikli konusu insandır.
İnsan ve insan yaşamındaki her şey edebiyatın merak alanındadır.
Bu nedenle de insana hizmet eden tüm bilim dallarıyla ilişkilidir edebiyat.
Örnek verecek olursak insan sağlığıyla ilgilenen tıp insan ve tüm canlıları inceleyen biyoloji sayıları konu alan matematik edebiyatın konusu içinde yer alabilir.
Fakat bu durum edebi eseri bilimsellik kazandırmaz.
Çünkü Edebiyat bu bilimlerden kendi kurgusu içinde Gerektiği kadar yararlanır.

Edebiyat tüm bunların yanında en çok kültür bilimleri ile ilişkilidir: Tarih sosyoloji psikoloji felsefe

Edebiyat - Tarih ilişkisi
 Tarih insanlığın toplumsal kültürel ekonomik gelişmesini belgelere dayanarak anlatan bilim dalıdır. Diğer bir deyişle insanlığın geçmişi tarihinin ana konusudur. Edebi eserde  oluşturulduğu toplumun geçmişinden izler taşır.
Tarih ve edebiyatın ortak konusu insan olduğuna göre bu iki alanın etkileşim içinde olması kaçınılmazdır. Edebi eser konuyu gerçekçi olarak ele alabilmek için tarihe gerek duyar.

Edebiyat - Coğrafya ilişkisi
Coğrafya insanın yaşadığı yerleri fiziki şartlarıyla hava koşullarıyla inceleyen bilim dalıdır.
Edebi metinlerin önemli unsurlarından biri ise mekandır. Bu mekan bir oda bir ev bir köy, kasaba ,yadaşehir olabilir bu nedenle edebiyat Coğrafyadan mekan özelliklerini ve o mekanın iklim koşullarını anlatmak için yararlanır.

Edebiyat - Sosyoloji ilişkisi
Edebiyatın ana konusu olan insan toplum içinde yaşayan bir varlıktır. Edebi metin insanı insanın diğer insanlarla ilişkilerini işler. Sosyoloji toplum bilimidir. Bu nedenle sosyoloji edebiyatın yararlandığı önemli bir bilim dallarından biridir.
Edebi eseri Sosyolojinin incelemelerinden faydalanarak insanı yaşadığı toplum içinde daha gerçekçi bir yaklaşımla yansıtır.

Edebiyat – Psikoloji
 ilişkisi psikoloji insan davranışlarının bilimsel yöntem ve tekniklerle inceler.
edebi eserde yazar yarattığı kahramanın ruh halini kişilik özelliklerini okula yansıtırken psikolojiden yararlanır.

Edebiyat - felsefe ilişkisi
Felsefe varlığı ve bilgiyi sorgula araştırır insanı ve insanın meydana getirdiği toplumu etkileyen düşünceler felsefenin araştırma alanıdır bu düşünceler edebi eseri de etkiler Bu nedenle edebiyat ve Felsefe etkileşim içindedir.



 DİLİN İNSAN HAYATINDAKİ YERİ VE ÖNEMİ
İnsan, İletişim ve Dil
Düşünce duygu ve isteklerin bir toplumda ses ve anlam yönünden ortak olan öğeler ve kurallardan yararlanılarak başkalarına aktarılmasını sağlayan çok yönlü ve çok gelişmiş bir dizgedir.
Her insan doğduktan sonra kendisini başka dillerden ayrılan bir anadilin içinde bulur.
Bu sayede bu dilin seslerini duyarak ve yineleyerek başka ulusların dillerinden ayrı bir anlama ve anlatma Yolu'na sahip olan kendi dilinin evrene bakış biçimini ve anlatım yolunu benimser.

Saussure'deki dil-Sözcük ayrımı

Saussure yirminci yüzyılda dilbiliminde kayda değer gelişmenin bir çoğu için fikirleriyle temel hazırlamış İsviçreli bir dilbilimcidir. Özellikle yapısalcılık ve gösterge bilim alanında adını duyurmuştur.
Saussure dil ve sözü birbirinden ayırır. Dil bir sisteme verilen addır. Türkçe, Fransızca, İngilizce dediğimiz zaman deli bu sistem anlamında kullanırız.
Söz ise dilini somut kullanımı yani dilin birey tarafından belirli bir alandaki uygulamasıdır.
sözler bir dil sistemine Uyar somut ve bireysel olan sözün arkasında onun belirleyen soyut ve toplumsal bir sistem dil vardır. O halde değil genel ve nesnel söz ise özel ve özneldir.
Konuşmada ya da yazıda kullanılan dil yere zamana kişiye konuya göre değişir.

Dil Kültür ilişkisi
Dil; İnsanların düşündükleri ve duyduklarını bildirmek için sözcüklerle veya işaretlerle yaptıkları anlaşmadır. Toplum ise aynı toprak parçası üzerinde bir arada yaşayan ve temel çıkarlarını sağlamak için iş birliği yapan insanların tümüdür. Dil insanların bir arada yaşamalarını anlaşabilmelerini ve toplumu oluşturmalarını sağlar. Bu özellikleriyle de toplumun Temel taşlarındandır. Bir ulusun tarihsel toplumsal gelişme süreci içinde yarattığı bütün maddi ve manevi değerler toplamı olan kültürü de kuşaktan kuşağa anlatan ve aktaran dildir. Dil kültürün aynı zamanda aynasıdır.

Edebiyat, Dil ve Kültür ilişkisi
edebiyat toplumun birikimi olan kültürün bir parçasıdır. Toplumun kültür hazinesi olan edebi eserler o kültürün izlerini geleceğe bile taşır. Bu nedenle dil kültür ve edebiyat birbirinden ayrı düşünülemez.
Edebi eser kültürün ana unsurları olan folkloru insan ilişkilerini ve inançlarını konusu içinde ele alır. Bu da edebiyatı kültürün taşıyıcısı durumuna getirir. Atasözleri deyim halk hikayeleri masal destan gibi halkın ortak ürünü olan edebi yaratılar Bu durumun en önemli  örneklerindendir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder